İrtibatı Koparmayalım!
götten atmak deyimi
argo (1) kafadan uydurmak, yalan söylemek. (2) bilmediği bir konuda bilirmiş gibi konuşmak.
- ağzı kurumak
- dört üstü murat üstü
- dünyayı gözü görmemek
- gözle yemek
- borç yemek
- gözü yollarda kalmak
- dikiş okuması
- balık kavağa çıkınca
- aklına esmek
- ayakları geri geri gitmek
- pay biçmek
- eteğine düşmek
- seyirci kalmak
- prangaya vurmak
- akıl yürütmek
- eli armut devşirmiyor ya
- gönül vermek
- demeye kalmamak
- burnunu sokmak
- aşk yapmak
- hevesi kursağında kalmak
- bilmem hangi
- fırsat bu fırsat
- avurdu avurduna geçmek
- Allah akıl fikir versin
- el değmemiş
- aynı zamanda
- ağızdan laf almak
- gönül akıtmak
- at elin, it elin, bize ne
- yüz yüze bakmak
- değnek gibi
- fena halde
Son Sorgulanan Deyimler
Deyim
Anlamı
argo (1) kafadan uydurmak, yalan söylemek. (2) bilmediği bir konuda bilirmiş gibi konuşmak.
"Araları bozulmak, bozuşmak" anlamında tehdit olarak kullanılır.
Hareketlerini düzeltmezsen külâhları değişiriz, ona göre!
Bektaşinin birisi züğürt kalmış. Hem yaz ayı hem hava çok sıcak. Orada burada gezmekten yorgun düşmüş, aç bi aç dolaşmaktan halsiz kalmış. Tam cami yanından geçerken öğle ezanı okunmaya başlamış. Cami avlusuna girip şadırvandan suyunu içmiş. Abdest alanları görünce de "Bari ben de abdest alayım. sonra da cemaatle birlikte namaz kılar, çıkışta da mendil açarım" diye düşünmüş.
O sırada bir Rum bakkal, şadırvanda terazisinin kefelerini yıkamaktaymış. O da bunaldığı için, külahını çıkarıp yanına koymuş. Bektaşî, abdest aldıktan sonra kendi külahı yerine Rum bakkalın külahını alıp başına geçirmiş. Namaz sırasında bütün cemaat, başında Rum külahıyla namaza gelen bizim Bektaşiye bakıp durmuş.
Namazdan sonra Bektaşî herkesten önce camiden çıkıp kapı önüne mendil açmış. Cemaattekiler "Bakın şu Ruma, Müslüman olmuş, hem de güzel güzel namazını kıldı." diyip keselerinde ne var ne yok Bektaşînin mendiline dökmüşler. Bu durum Bektaşînin çok hoşuna gitse de pek bi anlam verememiş. Tam mendiline sığmayan paraları külahına doldurmak için başındaki külahı çıkarınca bir de ne görsün, Külah onun külah değil. Kendi kendine "Durum şimdi anlaşıldı. Cemaat beni Rumdan dönme Müslüman zannetti. Mangırlar bu yüzden geldi, Demek ki bazen külahları değişmek gerekiyormuş" demiş.
(1) almaya, dokunmaya kalkışmak, örnek: Ekmeğimize el uzatanı tanıyın. (2) yardım etmek. örnek: Dar günlerde dostlara el uzatmak gerekir.
(birini) mecaz (1) biriyle, darılıp görüşmeyi kesmek. örnek: Çocuğu aforoz etmek doğru muydu? (2) dışlamak.
(1) bir kimsenin gücenikliğini, uygun sözlerle, davranışlarla gidermek, onun gönlünü yeniden hoş etmek. (2) iyi davranışlarla, kimilerini kendine bağlamak, herkese iyi davranmak, örnek: Derviş gibidir, bu dünya gönül yapmak içindir der.
(alay olarak) hiç istifini bozmadan, hiç acele etmeksizin, ivmeksizin, çok yavaş bir biçimde. örnek: Bir gidişi vardı ki görseniz, ağır endam fıstıki makam.
Uyarılara, öğütlere kulak asmayan insanlar için ?ne yaparsa yapsın, beni ilgilendirmiyor? anlamında kullanılır.
Yayın Ağımız
Bu listede yer alan sitelerimiz günlük hayatınızda gerek eğitim, gerek iş, gerek eğlence ve gerekse alışveriş konusunda yardımcı olmak için uzman ekipler tarafından hazırlanmaktadır.Eğitim Sitelerimiz
Eğlence Sitelerimiz
Rehber Sitelerimiz
Diğer Sitelerimiz
Tüm Hakları Saklıdır © 2008 - 2025
Sitemizin SEO çalışması Seo Uzmanı Zeze tarafından yapılmıştır.anlaminedir.com bir nerededir.com sitesidir.